Geçen sene çekilen düğün notlarını yavaş yavaş toparlıyorum ve çiftlerin hikayelerine henüz yazma fırsatı buluyorum.Sıradaki çift Taina ve Mesut.Taina Brezilyalı bir bürokrat. Bakanlık görevi kapsamında Ankara’da bulunduğu sıralarda Mesut ile tanışmışlar. Mesut, düğün fotoğrafçısı araştırmaları esnasında beni aradığında askerdeydi ve düğün organizasyon işlerini bir yandan da takip etmeye çalışıyordu.
Düğünden bir gün önce Taina ve Mesut ile o günün planını yapmak için, Kuşadası’nda düğünün gerçekleşeceği otelde buluştuk. Birçok gelin gibi Taina heyecanlı ve fotoğraflar konusunda biraz kaygılıydı. ”Ya istediğimiz gibi olmazsa” bakışı Taina’dan Mesut’a, Mesut’tan da bana doğru sirayet ediyordu. Bu noktada çiftlerin beklentisi ölçümlemek ve onları, o günün rahatlığına kendilerini kaptırmaları gerektiğine ikna etmek kilit rol üstleniyor. Nitekim öyle de oldu. Günün planlamasını yaptıktan sonraki Taina ve Mesut, artık daha rahat ve kendinden daha emindi.
Düğün günü sabahı erken saatlerde ”engagement session” denilen ve son zamanlar bir çok çift tarafından da tercih edilen çekimleri gerçekleştirdik. Bu tanımı biraz açmak gerekirse, çiftlerin rahat ve sıradan kıyafetler ile belirlenen mekanlarda dış mekan portre çekimlerinin gerçekleşmesi diye özetleyebiliriz. Şuan için halen daha yerli çiftlerin bu tür çekimlere mesafeli olduğunu göz önünde bulundursak da, ilerleyen dönemlerde rağbetin buna doğru kayacağını sezinleyebiliriz. Herşeyden önce, sıradan kıyafetler ile hem gelinlerin hem damatların kendilerini gerek fiziksel gerek mental olarak çok daha rahat hissettikleri kesin. Kabarık gelinliklerin ya da kösele ayakkabıların içinde rahat durabilmek, hele ki tarlatanı olan bir gelin için çok mümkün değil.
Öğlene kadar çekimleri bitirip, hazırlıklar için otele geri döndük. Ardından en sevdiğim kısım, hazırlık çekimleri başladı. Fotoğrafçı olarak, ya da hikaye düğün fotoğrafçısı olarak hazırlıklarda karşılaşacağınız kompozisyonlar ile çarpışmak, onları alt etmek, zaman ile yarışmak yorucu olduğu kadar paha biçilemez bir keyfe sahip. Etrafınızda olup bitenlere tamamen hakim olmak durumundasınız, her bir an belki de ıskalanan bir çok anı da içinde barındırabilir. Aradan güçlü fotoğrafik anları cımbız ile çekmek, düğün fotoğrafçısının kendisiyle bir nevi mücadelesi. Düğün hikayesini tamamlayabilmek adına olmazsa olmazı. ‘Portfolyo’-’Düğün hikayesi’ arasındaki ince çizgi yazısında belirttiğim gibi, fotoğrafçının düğün gününe bütün bir şekilde yaklaşımı aslında var olanı ortaya çıkartmak için kullandığı bir enstrümanı gibi.
Hazırlıkları tamamlayıp bir kaç gelinlikli-damatlıklı fotoğrafı çekimi gerçekleştirdikten sonra, düğünün gerçekleşeceği mekana doğru yola koyulduk. Artık heyecan doruktaydı. Taina’yı önce babasının kolunda düğün alanına girdi, ardından da aile bireyleri. Sonrasında ise Mesut ve Onun ailesi alana katıldı. Önce Taina’nın davetlileri için Portekizce bir giriş, sonrasında Türkçe devam eden nikah töreninden sonra eğlence yer yer Brezilya müzikleriyle, yer yer de Türkçe parçalar ile devam etti. Düğün fotoğrafçısı olarak da etkinliği açık diyafram,ışık ve kompozisyon üçgeninde tamamlayabildiğim için mutluydum.
1Yastıkta mutluluklar Taina ve Mesut