Cindy ve Andy ile epey aradan sonra tekrar yazma fırsatı buluyorum. Bizim toplumumuza göre ilginç gelebilecek bir hikayeleri var. Her ikisi de Çinli, ama hikayeleri Ortadoğu topraklarına dayanıyor. Cindy uluslararası strateji danışmanlığı firmasında çalışıyor. Andy ise bankacı.Tanışmalarına tanıklık eden ülke ise İran. Her ikisi de iş gereği İran’da bulundukları dönemde tanışmışlar ve sonrasında ülkelerine dönüp evlenmişler. Düğün fotoğrafları çekimi için de tanışmalarına vesile olan Ortadoğu coğrafyasını tercih etmişler. Her ikisi de daha önce farklı zamanlarda Türkiye’de bulunmuş ve düğün fotoğrafları çekimlerini bu coğrafyanın parçası olan Türkiye’de gerçekleştirmek istediler. Cindy ve Andy sayesinde ilk kez Türkiye’yi, Asya kültürünün fonu olarak kullanma fırsatı yakaladım.
Çekim öncesi süreci yurtdışında yaşayan diğer çiftlerde olduğu gibi skype üzerinden ilerlettik. Düğün fotoğrafları çekimini iki aşamalı olarak planladık. İlki, son zamanlarda yaygınlaşmaya başlayan ve ‘engagement session’ diye anılan çiftlerin günlük ve rahat kıyafetler giyerek, fotoğraftaki doğallık beklentilerini giysileriyle de pekiştirmeyi sağlayan bir portre çekimi. Günün ikinci yarısında ise Cindy, sade ve tarlatansız gelinliği ile, Andy ise gayet yalın bir takım elbise ile dış mekan çekimlerine hazırlandılar.
Başlangıçta kolayca sezilen şey; bilmedikleri bir ülkede ve bilmedikleri bir dilde gerçekleşecek çekimlerin ne denli içlerine sineceği çekincesiydi,doğal olarak. Her zaman bahsettiğim mevzu, yine bu noktada anahtar görevi gördü.İletişim… İnsan ilişkilerinin önemli faktörü, fotoğraf ilk önce kurulması gereken iletişimden sonra geliyor, gelmek zorunda.
Sonsuz mutluluklar Cindy ve Andy